Öncelikle kendini nasıl hissediyorsun?
Kendimi son zamanlarda oldukça iyi hissediyorum. Geride bıraktığımız sezondan bu yana, yaptığım antrenmanlarla birlikte hedefime daha da yaklaştığımı görebiliyorum. Yeni sezonla ilgili hedeflerim var ve bunlara ulaşabilmek için oldukça çabalıyorum. Koymuş olduğum hedefe yaklaştığımı düşünmek her geçen gün daha da iyi hissetmeme sebep oluyor.
Önümüzde uzun bir yaz dönemi var. Antrenmanlar nasıl gidiyor?
Öncelikle antrenmanlarım inanılmaz yoğun geçiyor. Neredeyse her gün çift antrenman yapıyorum diyebilirim. Önümüzdeki üç aylık yaz sezonunda çok az tatil yapabilme şansım var. Bunun en önemli sebeplerinden biri de takım arkadaşlarıma yetişebilmek ve sakatlığım sebebiyle oynayamadığım bir sezonun farkını kapatabilmek. Antrenörlerimle beraber çok çalışarak zorlu ve tempolu bir programın içerisinde hep beraber çok emek harcıyoruz.
Toparlanma sürecinde en çok hareket alanımı geliştirmeye, sıçrama kapasitemi artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz. Her geçen gün daha yükseğe sıçrayabilmeye ya da koşarken reflekslerim eski haline gelebilmeye yönelik programlarla şekillendiriyoruz. Bir nevi normal eski rutinlerime dönmeye çalışıyoruz diyebilirim.
Sakatlığının ardından toparlanma sürecindeki mental güçten bahseder misin?
Gerçekten çok ağır bir sakatlık geçirdim ve bununla psikolojik olarak baş edebilmek hiç kolay olmadı. Sakatlığımın ardından antrenmanlara başladığımda içimde istemesem de bir korku oluyordu. Öyle bir psikolojide bir sezon boyunca sürekli antrenman yapmak, kondisyonumu güçlendirmeye çalışmak beni çok zorladı. Bazen günde 7-8 saatten fazla çalıştığım zamanlar bile oluyordu. Sakatlık sürecim yavaşlamaya başladığı için şu anda daha az antrenman yapıyorum fakat hala benim için mental olarak çok zor oluyor. Uzun süredir toparlanmaya çalışmak, fizik tedavi görmek sizi ciddi derecede zedeliyor. Bütün antrenörlerimin, takım arkadaşlarım ve yönetim kurulu üyelerimin bana vermiş olduğu motivasyon ve desteklerini sakatlandığım ilk günden beri hissettim. Onların ve ailemin destekleri sayesinde güçlü durarak önüme bakabiliyorum. Önümde koyduğum çok ciddi hedefler var, ne kadar yorulsam da o yorgunluğu bir yerden sonra noktalamam gerekiyor. Hiçbir şey daha bitmedi ve yeni başlıyoruz…! :)
Bu sezon sahada olamasan da tribünde, taraftarlar tarafından inanılmaz bir destek vardı. Seni destekleyenlere gelecek sezonla alakalı bir mesaj vermek ister misin?
Taraftarların desteğini inanılmaz hissediyorum. Bir nevi onlar da bana güç veriyor diyebilirim. Biliyorsunuz ki, biz sahada tribüne karşı, ailemize ya da sevdiklerimize karşı performans sergiliyoruz. Sizi izleyen kişilerin orada ne kadar çok desteğini hissederseniz, sahanın içerisinde bir o kadar yaptığınız işe tutunarak motive oluyorsunuz ve bu da performansınıza etki etmiş oluyor.
Ben de bu süreçte, taraftarlarımızın desteğini bir dakika bile eksik hissetmedim. Tribünde benim sevdiğim şarkıları açıp, oynamasam bile benim posterlerimi yaptıkları zamanları gördüm. Bunlar beni çok mutlu ederek, sevildiğimi hissettiriyor. Sahaya dönebilmem için ekstradan bir neden veriyor diyebilirim. Oynamasam bile beni unutmadıklarını takımın bir parçası olduğumu hissettiriyorlar. Oynamaya başladıktan sonra neler olacağını oldukça merak ediyorum. Farklı bir atmosfer yaşayacağımdan eminim. :)
Seni destekleyen taraftarlarının unutmadığın bir anı var mı?
Sezon içerisinde oynadığımız bir lig maçında, benim sevdiğim şarkılardan biri olan “Adamım” şarkısı çalmaya başladı. Gerçekten hiç beklemediğim bir anda olmuştu ve çok şaşırmıştım. Tribüne baktım ve herkes bir anda benim ismimi söylemeye başladı. Şarkıya eşlik etmemi, dans etmemi istiyorlardı. O an o kadar garip ve mutlu hissettim ki kendi kendime dedim gerçekten bazı şeyler insanların gözünde olmuş. Orada beni şarkıyla bağdaştırmaları, onlara eşlik etmemi istemeleri benim için paha biçilemez anlardan biriydi.
Umarım yeni sezonda, yeni şarkılarla tekrardan onların kalbini fethetmeye devam ederim. :)
Twitter’da oldukça aktifsin. Taraftarlarla ve takipçilerinle sürekli iletişimdesin, onlar da bu durumdan oldukça memnun görünüyorlar, senden güç alıyorlar. Twitter’da kendini daha iyi ifade ettiğini mi düşünüyorsun?
Twitter benim için Instagram’a göre oldukça farklı bir ortam. İnsanlar Instagram’da neler düşündüklerini aktaramıyorlar, ana tema olarak fotoğraf üzerine kurulu ve belli bir kısma hitap eden bir platform. Fakat Twitter’da, insanların duygu ve hislerini rahatlıkla aktarabildiğini düşünüyorum. Özellikle sakatlandıktan sonra aktif bir şekilde Twitter kullanmaya başladım. Hatta sakatlandıktan sonra o kadar çok destek mesajı aldım ki, bir baktım benim için moral ve motivasyon kaynağı olmaya başlamış. Oradaki takipçilerimin özellikle: “Hadi Yaso, sahaya dön seni bekliyoruz” gibi yorumları toparlanma sürecimde bana güç verdi diyebilirim. Bir de Eczacı’nın twitter kullanıcılarına ekstra bir parantez açmak istiyorum. Gerçekten olağanüstüler…
Oradaki insanların iletişimleri, kendilerini ifade etme şekilleri de çok güzel. Mental olarak kendimi inanılmaz yorgun hissettiğim zamanlarda, oraya ne hissettiğimi ya da düşündüğümü yazabilmek çok hoşuma gidiyor, rahatlıyorum. Bu zamana kadar da aksini söyleyen bir yorumla da karşılaşmadım, bu yüzden de aktif bir şekilde kullanıyor olmaktan çok mutluyum.
Twitter’da takipçilerinden sana gelen en unutamadığın yorum neydi?
Sezon başında çekmiş olduğumuz videolardan birinde; mikrofonu elime alıp “Bu takım görüp görebileceğiniz en iyi takım” demiştim. Sonrasında CEV Kupası için takımla beraber Almanya’ya gittiğimde tekrardan bir videoda şampiyon olacağımızı söylemiştim. Takipçilerimden biri iki videoyu da birleştirip, aradan tarihi yanlış hatırlamıyorsam “183 gün sonra Yaso da yeniden Awaycam ile bizimle beraber” demişti. O videoyu ne zaman izlesem tüylerim diken diken oluyor. Kesinlikle en unutamadığım videolardan bir tanesi.
Yeniden Şampiyonlar Ligi’nde forma giyeceksin. Son katıldığımız Şampiyonlar Ligi’nde gösterdiğin performansla ‘Block Buster’ seçilmiştin. Bu seni nasıl motive ediyor?
Sakatlığın ardından nasıl döneceğimi bilmemekle birlikte, kaldığım yerden devam edeceğim desem çok mu iddialı olur? :) Şunun sözünü verebilirim ki eğer sakatlığımın ardından istediğim gibi dönebilirsem ve geçmiş sezonlarda sergilediğim performansın da üstüne koyabilirsem, almış olduğum “Block Buster” ödülünü tekrardan almak istiyorum ve performansımın üstüne koyarak devam etmek istiyorum.
Önümüzdeki sezon için atak konusunda da oldukça ümitliyim. Sakatlık sürecimde özellikle kol kuvvetimi artırabilmek için çok çalıştım. Smaç vururken ağrı hissetmeksizin istediğim yöne göre topu şekillendirebiliyorum. Sezon içerisinde bunun kesinlikle etkili olacağını düşünüyorum. Maja gibi deneyimli bir pasörle oynayacağım için çok heyecanlıyım. Daha önce beraber çalışma fırsatımız olmamıştı. Hem Elif, hem de Maja ile çok verimli ve güçlü bir sezon geçireceğime inanıyorum ve bunun için şimdiden çok heyecanlıyım diyebilirim.
Son olarak toparlanma sürecinde seni her gün, saatlerce kulüpte görmeye çok alıştık. Hem yorucu, bir o kadar da güçlendiğin bir dönemden geçtin. Bu süreç hakkında neler hissediyorsun?
Mental olarak çok olgunlaştığımı ve güçlendiğimi hissediyorum. Bu saatten sonra kolay kolay bana bir şeylerin zarar vermesine izin vermem. Özellikle davranış olarak, düşünce yapısı bakımından çok değiştiğimi düşünüyorum. Önceden takıldığım basit konulara artık takılmıyorum ve bu kesinlikle saha içerisinde de geçerli.
Takım arkadaşlarımı gözlemleyebilmeyi öğrendim. Her sporcu gibi takım arkadaşlarımın da süre alamadıkları zaman üzüldüğünü tribünden çok net görebildim, dışardan bir gözle bu süreci yaşamış biri olarak baktığımda, benim için önemli olan şeyin sağlığım olduğunun farkına vardım. Sezon içerisinde sahada süre alamamak önemli bir konu, kabul ediyorum fakat karalara bağlayıp, kendini yıpratacak kadar önemli olmadığını bir yerden sonra anladım.
Bazı şeylerin değerinin bilinmesi için sakatlanmak gerekmiyor, önemli olan şu anda Eczacıbaşı forması giyiyorsak bundan mutlu olmalıyız. Tabii ki üstüne koyabilmek için her zaman çalışmalıyız ancak sezon içerisinde inişli çıkışlı dönemler de yaşıyor olacağız. Sakatlık sürecimin bana kattığı en büyük artılardan biri de daha önemli konuların var olduğunun bilincinde olmak oldu. Bunu yaşamış bir sporcu olarak; o formayı bir sezon boyunca giyememe gerçeği de var. Takım arkadaşlarımın da bunun farkında olmasını sağlamaya ve yeri geldiği zaman onları motive ederek yol göstermeye çalıştım.
Bu süreç beni hiç istemediğim bir şekilde değiştirdi. Bu kadar değişmek istemiyordum, eski olduğum “Yasemin’den” memnundum. Artık daha olgunum, dışarıda gördüğüm komik şeyler artık daha da komik gelmeye başladı. :)
Kulübümüzde, özellikle sakatlandıktan sonra yöneticilerimizin, antrenörlerimizin, takım arkadaşlarımın destekleri sayesinde kendimi burada daha değerli hissettim. Tabii ki bu kulüpten yetişmiş bir sporcu olarak değerli olduğumun farkındaydım ama sakatlık sürecimde neredeyse her anımda yanımda oldular diyebilirim. Ameliyatımın ardından fizik tedavi sürecimde, her gün yaptığım özel antrenmanlarımda kulüp tarafından gelen desteği her saniye hissettim. Bugün bile seneye daha iyi dönebilmem için, antrenörlerim sezonu bitirmemize ve tatil vermemize rağmen, bana destek olup günde iki kez, üç saat antrenman yapmama yardımcı oluyorlar. Keza baş antrenörümüz Ferhat Abi de şu anda Hırvatistan Milli Takımı’nda olmasına rağmen süreci en ince ayrıntısına kadar takip ediyor. Takımın ve kulübümün bana verdiği değerden ötürü çok mutluyum. Kulübümü zaten çok seven bir oyuncuyum, onlardan gördüğüm bu büyük destek sayesinde daha da bağlandım diyebilirim.